Warning: Undefined variable $full_icon_size in /home/yonyone1/public_html/wp-content/plugins/fusion-builder/shortcodes/fusion-content-boxes.php on line 1110

Etkili Sunumlar İçin Güçlü İletişim Teknikleri

Bilgi ve teknoloji çağının en önemli dinamiğinin iletişim ve ilişkiler olduğunu artık biliyoruz.

Ve adına “sorun” adını verdiğimiz her durumun %90’ından fazlası algı yönetimini içine alıyor. Yani yönetilebilir. Yönetsel durumların %60’ı ise, iletişim-ilişkilerle çözülebilir.

Madem ki, algı yönetimi ve iletişim sanatından söz ediyoruz.

İş hayatında gerek müşterimize gerek kendi ekosistemimiz içindeki bireylere sunumlar yapıyor, fikirlerimizi paylaşıyor, çözüm önerilerinde bulunuyoruz. Burada etkili süreçler için güçlü iletişim tekniklerine gerçekten ihtiyacımız var. Gelin bu yazımızda, etkili sunumlar için güçlü iletişim tekniklerini ele alalım.

Etkili Sunumlar İçin Güçlü İletişim Teknikleri

Etkili Sunumlar İçin Güçlü İletişim Teknikleri

1.Egonuzla Değil, Öz Benliğinizle Orada Olun:

Ego, kıyaslama, yargılama, varsayımda bulunma eğilimi taşır. Kendi merkezimizde değilsek (öz benliğimizin yönetiminde) kendimizi diğerleri ile kıysalar; bazen üstün, bazen de aşağıda görebilir. Bu durumda zihinsel hikâye yazabilir, yetersiz olduğumuzu, yeterince iyi olmadığımızı vb. düşünebiliriz. Oysa ki senaryolarla değil, kendimize özsaygımız ile iletişim kurduğumuzda, kendimizi takdir eder, aynı samimi duygularla diğerlerini de takdir eder, pozitif tutum geliştirebiliriz.

2.Özniyet Bildirimi Yapın:

Bir sunum yapacaksanız, bu sunumu yapmadan önce öz niyetinizi kendinize beyan edebilirsiniz: “Bugün yapacağım konuşmada, şu şu konularda fayda sağlamaya, değer yaratmaya, kaliteli şekilde görüş alışverişinde bulunmaya, farklılıklara saygı duymaya, farklı görüşleri anlayışla dinleyip, kendi bakış açımı paylaşmaya ve ortak bir uzlaşı noktasında buluşmaya hazırım.”

3.Mesajınızı Netleştirin:

Konuşma ya da sunumunuzdan önce, vermek istediğiniz mesajı belirleyin. Mesajı belirlemek içinse, muhatabımızla empati kurmamız gerekir. Onların ihtiyaç ve beklentilerine göre yaklaşmak, bu amacı doğru tespit etmek değerlidir. Konuşmamızdan çıkmasını istediğimiz sonuç ne? Bu mesajı karşınızdaki insan nasıl algılar? Ya da gruba sunum yapacaksak, hangi profil, beklentileri ne? Bizden ne duymak isterler? Mesajımız net olmalı. Fakat elbette bu mesaj, sadece bizim faydamızı değil, karşımızdaki insanların faydasına hizmet etmeli. Buradaki faydayı ve değeri anlatmalı.

4.Kendi Olabilmeye Kendinizi Davet Edin:

Kendi olabilmek, doğal, samimi, otantik, özgün tavrını koruyabilmek, yansıtabilmektir. Zira hepimizin kendine has karakteristik özelliği, kendine has düşüncesi ve davranışı var. Parmak izi gibi tek ve biricik olan tavrımızı ne kadar doğallıkla yansıtırsak, o kadar değer bulabiliriz. Çünkü kendimizin değerli yanlarını görmüş, değerini açığa çıkarmış oluyoruz. Bu durumda yapmacık ya da mış gibi davranmak, rol yapmak, olmadığımız insan gibi davranmak yerine, neysek o kişi olarak kendimizi ifade edebiliriz. “Böyle olunmalı”, “Böyle söylenmeli” şeklinde bir ebeveyn benliği içinde değil; doğal tavrını yansıtabilen insan olduğumuzda, ikna edici de oluruz.

5.Sakinlik Kaynağınızı Kullanın:

Sakinlik en büyük güçtür. Bazen duygularımız zihnimizi ele geçirebilir. Heyecanın dozu arttığında, ya da stres kontrol edilemez olduğunda, kafamız karışır, vereceğimiz mesajı kendi doğalında vermekte zorlanabiliriz. Bu tip durumlarda duygularımıza anlayışla yaklaşabiliriz. Duyguları görmezden geldiğimizde, onlar yoğunluklarını arttırırlar. Bu durumda duygunun ne olduğunu fark edip adını koymak, onu kabul etmek işe yarar. Evet, şu anda heyecanlandım; evet şu anda endişeliyim vb.… Bu tip durumlarda derin nefes almak her zaman işe yarar. Önce olumsuz duyguyu nefesle boşaltmak ve sonra taptaze bir nefesi içimize çekmek….

Derin nefes, rahatlamak, sakinleşmek iyidir, canlı ve enerjik olmamızı sağlar.

6.İç Konuşmanızı Düzenleyin:

Kendi kendimizi yargılayan bir sisteme sahibiz. Kafamızın içinde bıdı bıdı eden kafa sesi çoğu zaman kafamızı karıştırır. Kendimize söylediğimiz acımasız sözler bizim stresimizi arttırır, duygusal olarak bizi yaralar. İç konuşmalarımızı fark edip, bu durumu dönüştürebiliriz. “Sevgili zihnim, hadi bakalım, bu taraftan” diyerek içsel konuşmamızı yönetebilir, olumlu bakış açıları geliştirebiliriz. Olumlu bir sonucu gözünüzde canlandırmak bu konuda bize yardımcı olacaktır.

7.Dinleyin:

Karşılıklı iletişimin gerçek sanatı dinleme üzerine kuruludur. Karşınızdaki insanın konuşmasına izin verebilirsek hakkında çok şey öğrenebiliriz. Karşımızdaki insanın görüşüne, fikirlerine katılmayabiliriz; ancak saygı duymak farklı bir şeydir. Fikirler paylaşılır, doğru noktada buluşulabilir. Bunun içinse dinleme kaçınılmazdır. O insanın ne söylediğini anlamadan nasıl ortak bir uzlaşı noktası sağlayabiliriz ki? Dinlediğimizde soru sorabiliriz. Dinlediğimizde, cevaplarımızı alabiliriz. Dinlediğimizde veri toplayıp, bu veriye göre yeni bir fikir üretebiliriz. Aktif olarak konuşmak ya da ne söyleyeceğimizi düşünmek yerine, sadece dinlemek çok şey kazandırır. Bireyleri sabırla dinlemek ve bazı soru sormak, onların kendi sorunlarına kendi çözümlerini bulmalarını sağlar.

8.Karşınızdaki insanın kelimelerini kullanın:

İster bire-bir ister grup içinde olalım, karşınızdaki insanın görüş açısını dinlemek, onun kelimelerini kullanarak geri yansıtmak değerlidir. Çünkü hepimiz iletişimde önce anlaşılmak isteriz. Anlaşıldığımızda anlaşmak için adımları daha kolay atabiliriz. Bu durumda kelimelerin sihirli gücünü vurgulamamız gerekir. Her insan aynı kelimeleri kullansa da, kavramların içini farklı kodlarla, farklı anlamlarla doldurur. Örneğin “başarı” kelimesini birbirimizden farklı anlar, farklı tanımlar, farklı anlamlandırabiliriz. Bu da çok doğaldır. Karşımızdaki kişi konuşurken, onu dinlemek, varsaymamak, olsa olsa şunu demek istemiştir diye düşünmeden, onun söylediklerini özetlemek, “söylediklerinizden bunu anladım, doğru mu anlıyorum?” diye belirtmek etkili iletişim sağlar.

9.Konuşma Mesajınızı Motto Haline Getirin:

Vermek istediğimiz mesajın daha kolay anlaşılmasını nasıl sağlayabiliriz? Basit, kolay, yalın bir dille, be mesajın 10 yaşındaki bir çocuk tarafından da algılanmasını nasıl mümkün hale getirebiliriz? Şunu her zaman hatırlayalım ki, bilinçaltımızın yaşı ortalama on yaştır. Bu durumda ona da seslenmeliyizJ

Başlıca noktaları tekrar etmek mesajın daha net anlaşılmasını sağlar. Vermek istediğiniz mesajın başlıca vurgu gerektiren noktaları neler? Dinleyicilerinizin ana noktaları anlamalarını sağlamak için, bu mesajların üzerinde öncesinden çalışmak, mümkünse motto (slogan) olabilecek nitelikte ortaya çıkmasını sağlamak kolay anlaşılmanızı, iz bırakmanızı sağlayacaktır. Bu nedenle motto niteliğindeki ifadeleri konuşmanızın içinde belirli aralıklarla kullanıyor olmanız, mesajınızın net anlaşılmasını sağlayacaktır.

10.Prova Yapın:

Söz konusu olan sunum ise, mutlaka provaya ihtiyacımız var demektir. Bu hem yaptığımız işe saygıdır hem de kaliteli bir sunumun ortaya çıkmasını sağlar. Konuşma konunuzu yazılı bir metin haline getirmek, daha akıcı konuşmamızı destekler. Zira, örneklerimizi daha belirgin hale getirebiliriz. Hikayemizi daha anlamlı şekilde görebiliriz. Provamızı ayna karşısında sesli olarak yapmak ya da kameraya çekmek, nasıl göründüğümüzü önceden görmemize, çözümler geliştirmemize yardımcı olur. Aynı zamanda şunu da hatırlamak gerekir; zihnimiz prova yaptığında bu bilgiyi daha kolay hazmeder, özümser. Böylece akıcı bir şekilde sunum yapmayı kolay hale getirmiş oluruz. Aynı zamanda mental provayı da önemsemeliyiz. Mental prova nedir? Zihnimizin ekranında kendi görüntümüzü görüp imajine etmek, canlandırmak, bunu hayal etmek etkilidir. Zira, beynimiz hayal ile gerçeği ayırt edemediği için bu zihinsel canlandırma sayesinde, acemiliği üstümüzden atmış, daha rahat sunuma hazır olmuş oluruz.

Diğer yazılarımızı okumak için BLOG sayfamızı ziyaret edebilirsinz.

Paylaş!

Koçluk Deneyimini yaşayan 12.000 Kişiye Siz de Katılın

Zamanınıza, Bütçenize ve İhtiyacınıza Uygun Programlar.