Warning: Undefined variable $full_icon_size in /home/yonyone1/public_html/wp-content/plugins/fusion-builder/shortcodes/fusion-content-boxes.php on line 1110

Niçin ICF Belgeli ya da MYK Yeterlilik Belgeli Koç Olmalı

Koçluk uluslararası bir meslek. Bu nedenle uluslararası standartları var. Türkiye’de koçluk mesleğinin yapılandırılması, ICF’in katkılarıyla gerçekleşti. Bu nedenle MYK (Mesleki Yeterlilik Kurumu) ve ICF (Uluslararası Koçluk Federasyonu) koçluk standartları birbiriyle paralel, birbiriyle bütündür.

Türkiye’de koçluk, 2013 yılında “meslek” olarak kabul edildi ve Uluslararası Koçluk Federasyonu’nun katkılarıyla MYK (Mesleki Yeterlilik Kurumu) Türkiye’de ulusal yeterlilik standartları oluştu.

(9 Haziran 2013 tarih ve 28692 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan, “Koç Ulusal Meslek Standardı (Standart Kodu: 13UMS0318-6)” ile koçluk meslek olarak resmen tanınmış olup, 22 Temmuz 2015 tarihinde “Mesleki Yeterlilik” kriterlerinin belirlenmesiyle Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) tarafından onaylanmıştır.)

Türkiye’deki koçluk okullarından biri olan Anka Koçluk, koçluk mesleği adına çok önemli bir girişimde bulunarak, koçluk mesleğini Türkiye’de yetkinleştirmek adına, “belgelendirme“ kuruluşu olarak da yetkilendirildi. Bu sayede Türkiye’de koçluk ulusal standartları kriterleri baz alınarak MYK 6. Seviye sınavları gerçekleşti. (Anka Koçluk Belgelendirme A.Ş.’nin değerli kurucuları ve çalışma arkadaşlarına yeri gelmişken gönülden teşekkür ediyor ve kutluyorum.)

MYK sınav süreçlerinde görev alan bir sınav denetçisi olarak, ne büyük bir emekle bu sınavların gerçekleştiğinin yaşayanı, takip edeniyim. Ne mutlu ki, şu anda Ankara, İstanbul ve İzmir’de belgelendirme sınavları gerçekleşmekte.

MYK (Mesleki Yeterlilik Kurumu), Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan bir kurum. Dolayısıyla, devlet denetiminde olan bir kurum tarafından Koçluk Yeterlilik Belgesi verilmekte. Türkiye’de “Koçluk Merkezi” adı altında çok sayıda işletmenin koçluktan uzak çalışmalar yaptığını göze alırsak, bu belgenin mesleğimizin saygınlığı açısından çok değerli olduğu ortadadır.

Eğer söz konusu olan bir meslek ise, hele hele bu tüm dünya için de, Türkiye için de yeni bir meslekse, hepimizin öncelikli olarak dikkat etmesi gereken etik ilkeler konusudur. Çünkü etik olmayan yerde adaletsizlik, haksızlık, yetersizlik, ahlaksızlık, çürümüşlük vardır. Bu nedenle evrensel değerler ve erdemler baz alınarak yapılan meslekler, gerçek anlamda “saygın meslek” olarak yükselme zemini bulur.

O halde koçluk mesleğini baz alarak soralım:

“Bu mesleği yapan kişinin, etik bilince ve davranışa sahip olduğunu nereden bileceğiz?”

Mesleğini yaparken, belirlenmiş kuralları, kriterleri, standartları baz alarak mı mesleğini yapıyor? Hizmetinin karşılığı olarak aldığı ücreti gerçekten hak ediyor mu? Bu hizmeti alan kişi, ölçülebilir sonuçlara erişiyor, maddi-manevi tatmin oluyor mu?

Elbette ki, bu meslek sahiplerinin bilimsel temelleri baz alarak oluşturduğu çatı, mesleğin güvencesidir. İşte bu çatı, dünya için ICF (Uluslararası Koçluk Federasyonu) ve AC (Association for Coaching) kuruluşlarıdır. Türkiye için ise, MYK (Mesleki Yeterlilik Kurumu) tarafından gerçekleştirilen 6.seviye yeterlilik sınavıdır.

Koçluk, Türkiye’de hem bireylerin hem kurumların ilgi alanında. Meslek tanımı yapılmış, sınırları çizilmiş, etik kuralları ifade bulmuş, standartları belirlenmiş, eğitimleri bilimsel zemine oturmuş olduğu için bilimsel disiplinler arasında kendine değerli bir yer bulmuştur.

Şimdi, koçluk okulları mezunlarının üzerine düşen; profesyonel olarak bu mesleği yapma yolunda ilerlemek, kariyer yapmak istiyorlarsa, mutlaka ulusal ya da uluslararası yeterlilik sınavına girmek, mesleğini belgelendirerek “yetkinleşmek”tir.

Eğer bunu yapmazsak; koçluk mesleği yanlış algılanmaya, yanlış yerlerde yanlış insanlar tarafından “gasp edilmeye” devam edilecektir. Bu mesleğimiz açısından gerçek bir tehdittir.

Dershanelerin, özel ders ofislerinin, spor kulüplerinin, zayıflama merkezlerinin, mesleğinde “teknik adam” sıfatını elde etmiş mentörlerin,  spiritüel çalışmalar yapan “guru”ların hatta falcıların, kendilerine “Koç” payesi verdikleri bir arenada, bu kadar “yanlışın” içinde “mesleğini doğru ve yetkin şekilde yapan” olmanın yolu, öncelikli olarak “belgeli bir koç” olmaktır.

Eğer bizler bu farkı fark etmezsek, bu mesleğin yükselmesini nasıl isteyebiliriz ki?

Varsayalım, toplumun herhangi bir bireyi, size hizmet almaya geldi. Siz de “Profesyonel Koç” olarak kendinizi anlatıyorsunuz. İstediğiniz kadar “mükemmelim, şahaneyim, şöyle iyiyim, böyle iyiyim” deyin. Müşteriniz, haklı olarak şu sorunun cevabını bekleyecektir: “Yetkin bir şekilde bu mesleği yaptığını nereden bileceğim?”

Bu soruya verilecek güçlü yanıtın nedir?

Gerçekten de, seni diğerlerinden ayıran ne?

Çok iyi bir koçluk okulundan mezun olmak mı?

Hayır, bu yeterli değil. Çok iyi koçluk okullarından mezun olduğu halde MYK sınavından geçemeyen tecrübeli koçlar gördük. Gerçekten de ciddi bir deneyim gerektiriyor belge süreci. Çalışmayı, hazırlanmayı, onlarca (hatta yüzlerce) koçluk görüşmesi yapmayı, süreç yönetmeyi, yeterli olabilmeyi; kısaca gayretle “çok iyi profesyonel” olmayı gerektiriyor.

Koçluk okulundan mezun olduğun gün, mesleğine sadece bir adım atıyorsun. Fakat, meslek belgeni aldığın gün, o meslekten para kazanmayı hak ediyorsun.

Bunu hak ettiğini, önce kendine kanıtlıyorsun. Sen kendini (iç müşterini) ikna ediyorsan, dışarıdaki müşterini de rahatlıkla ikna edersin, hiç merak etme.

Etik olduğunu, standartlara uygun davrandığını nereden bileceğiz?

Emin ol, belgen olduğunda, gururla ilk onu göstereceksin. Kim diyor ”koçluk belgesi almak zorunlu değildir.” Hayır, ben bu sözün üstünü çiziyorum. Ve bilgiyi çöpe gönderiyorum.

Bu belgeyi almak, kendine ve müşterilerine yetkinleştiğini göstermek için bir “zorunluluk”tur.

Ve mesleğimiz açısından çok değerli bir “etik davranış”tır.

Paylaş!

Koçluk Deneyimini yaşayan 12.000 Kişiye Siz de Katılın

Zamanınıza, Bütçenize ve İhtiyacınıza Uygun Programlar.